Gönlünü buraya verip dertlerle, dertlilerle dertlenenlere, gönüllülere merhaba. Böyle bir başlıkla merhaba diyelim dedik. Gönüllü olmak zor iştir; Gönüllülük dediğimiz hadisenin merkezindeki kavram gönül kavramıdır. Gönül vermeden gönül kazanamazsınız, nasıl her şeyin bir karşılığı varsa gönlün karşılığında gönüldür. İyi de neden gönül kazanalım diyebilirsiniz. Gönül kazanmak Cenab-ı ALLAH’IN bizlere lütfettiği merhamet duygusunun bir sonucudur. İmanın en büyük meyvesi merhamettir. Merhametin en büyük göstergeside sende olanı ondan mahrum bulunana ikram etmendir. Merhamet edene, merhamet edileceğine göre hepimiz merhamete muhtacız. O zaman imkânlarımızı bizden daha kötü durumda olanlarla paylaşırsak gönül kazanmış oluruz. Olaylara düşünce penceresinden değilde gönlümüzün merhamet penceresinden baktığımız zaman hayatta ne yaparsam daha mutlu olurum ne yaparsam azami verimi alırım diye çözmeye çalıştığımız şifreyi buluruz.
Merkezinde gönül olan bu çalışmalara katılan arkadaşları yürekten kutluyorum. Başta yetimlerin babası İhsan Başkan olmak üzere diğer arkadaşlar bu şifreyi çözmüşler ki buradalar. Bu gönüllü arkadaşlarımız, Mevlana Hazretleri’nin “Şems (k.s.) bana bir şey öğretti:<<Dünyada bir tek mümin üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin.>>Ben de biliyorum ki yeryüzünde üşüyen müminler var ve ben artık ısınamıyorum!” ifadelerindeki vicdan ufkunu sergileyen, diğer gam bir gönülle yetimlere yönelerek onların ihtiyaç ve noksanlıklarını şefkat ve merhametle telafi etmeğe çalışan ve kendilerini mesul gören bir anlayışa sahip insanlardır.
Kendisinden başka gündemi olmayan nasipsizdir. Başkalarına hizmet götüren ve bunu şükür vesilesi sayan sonsuza açılmanın yolunu bulmuş demektir. Ne mutlu onlara, ne mutlu gönüllü olabilene…
Biz de bir nasihatte belirtildiği gibi “Güneşte gölge, soğukta kaftan, açlıkta ekmek ol.” diyen gönül hassasiyetini vicdanlarımıza yerleştirmeliyiz. Şifreyi çözmek için, önce kendimiz için gönüllü olmalıyız. Selam ve muhabbetle ile herkese hayırlı çalışmalar.01.03.2014